ForumßoL | 2o10 | YetkinForumun En BoL Forumu!
Forumdan Yararlanmak İçin Üye Olunuz.
Üye Olduktan Sonra Mailinize Gelen Aktivasyon Linki ile Kulanıcı Adınızı Aktive Edebilirsiniz.

SayGılarımızLa...


Aleksandr Sergeevic Coolte25
Aleksandr Sergeevic Coolte26
Aleksandr Sergeevic Coolte27
ForumßoL | 2o10 | YetkinForumun En BoL Forumu!
Forumdan Yararlanmak İçin Üye Olunuz.
Üye Olduktan Sonra Mailinize Gelen Aktivasyon Linki ile Kulanıcı Adınızı Aktive Edebilirsiniz.

SayGılarımızLa...


Aleksandr Sergeevic Coolte25
Aleksandr Sergeevic Coolte26
Aleksandr Sergeevic Coolte27
ForumßoL | 2o10 | YetkinForumun En BoL Forumu!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


ForumßoL | 2o10 | YetkinForumun En BoL Forumu!
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Aleksandr Sergeevic

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By_Hasan
Admin
Admin
By_Hasan



Başarı Puanı
Canlılık:
Aleksandr Sergeevic Imgleft125/125Aleksandr Sergeevic Emptybarbleue  (125/125)
Deneyim:
Aleksandr Sergeevic Imgleft127/127Aleksandr Sergeevic Emptybarbleue  (127/127)
Tecrübe:
Aleksandr Sergeevic Imgleft126/126Aleksandr Sergeevic Emptybarbleue  (126/126)

Aleksandr Sergeevic Empty
MesajKonu: Aleksandr Sergeevic   Aleksandr Sergeevic EmptyPtsi 23 Mart 2009, 8:25 pm

Hayatı Aleksandr Sergeeviç Puşkin, 1799’da Moskova’da doğar. Babası Sergey Lvoviç, soylu bir ailenin çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal’in ne kadar soylu biri olduğunu söylememiz için ise dedesi Etiyopya'lı İbrahim Hannibal’in Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz çocuğu olduğunu belirtmemiz yeterli olacaktır. Görüldüğü gibi çok soylu bir ailenin üyesidir Puşkin. Annesi ve babası çok kültürlü ve aynı zamanda gösteriş düşkünü insanlardır. Zamanlarının çoğunu balolarda geçirdikleri için de Puşkin, anne ve baba şefkatinden uzak bir çocuk olarak büyür. Puşkin, ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edinir. Henüz sekiz yaşındayken, Fransızcası Rusça kadar iyidir. On bir yaşına geldiğinde ise, özgürlükçü ve alaycı yazarlarına hayran olduğu Fransız Edebiyatı’nı neredeyse ezberlemiştir ve Fransız şiirler ve komediler yazmaya başlamıştır. Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin’in evine gelip gidenler arasındadır. Ancak kendisine durmadan tuhaf masallar anlatıp, eski Rus türküleri söyleyen dadısı kadar hiç biri etkilemez onu. Yaşlı dadısı Arina’nın anlattıkları, Puşkin’in çocukluk ruhunda, silinmez izler bırakır.


Şiire başlaması Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, Rus Çarı I. Aleksandr’ın Tsarskoye Selo’da (Çar’ın yazlık köyü) açtırdığı okula yazılır ve burada gördüğü altı öğrenim yılı boyunca, tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi, Petersburg’a gitme izni bile verilmeden, adeta dış dünyadan koparılarak eğitim gördü. Puşkin’in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde bile, gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpar. O dönem şiirinde kullanılmayan kaba ve gündelik sözcükleri rahatlıkla kullandığı ve canlı, kıvrak bir zekanın izlerinin görüldüğü şiirleriyle, Derjavin’in dahi dikkatini çekmeyi başarır.

Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, bu sıkıcı okul yıllarından sonra, büyük bir eğlence susuzluğu ile, Petersburg’un canlı yaşamına dalar. Bu sıralarda, yazdığı ve bir çoğunun yasaklandığı özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları dilden dile dolaşmaya başlar. Rus edebiyatı tarihinde şiir, ilk kez olarak, herkes üzerinde hayranlık uyandırır ve yeni doğan ve adeta üzerine titrenen bir çocuk gibi coşku ile büyümeye başlar.


Puşkin 14 yaşında şiir okurkenRus Çarı I. Aleksandr tarafından Kafkasya’ya atanan ve burada ünlü “Kafkas Esiri” ve “Bahçesaray” adlı destanlarını yazar. Onun edebiyatında ne klâsik şiirin kuralcılığı ne de Romantizmin sahte, fantastik güzellikleri yer alır. O, gerçeği duyumsar, gerçeğin içinden gelir ve onu, olduğu gibi anlatmayı ister.

Kafkasya’dan dönen Puşkin’in, Rusya’daki askeri yönetime ulu orta sövmesinden dolayı, dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklanır ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakılır. Hükümet tarafından oğlunu gözetim altında tutmakla görevli olan babası da görevini canla başla yerine getirir. Yirmi dört yaşındaki Puşkin, bu sürgün döneminde yedi yıl sonra tamamlayacağı Yevgeniy Onegin adlı romanını yazmaya başlar. “Çingeneler”, “Peygamber” ve Boris Godunov” isimli önemli eserlerini de yine bu sürgün yıllarında yazar.

Bu uzun, sıkıcı ve gergin sürgün döneminden sonra, Rus Çarı I. Nikolay tarafından Moskova’ya çağırılan genç şairin kaleminden çıkan her şey çarın sansüründen geçecektir artık. Polis baskınları ve aşk serüvenleri ise Puşkin’in yaşamının ayrılmaz parçaları olur.


Evliliği Puşkin, bir baloda eski yüksek rütbeli bir memurun kızı olan Natalya Gonçarova ile karşılaşır ve büyüleyici güzellikte olan bu genç kıza aşık olur. Natalya ise, edebiyatla hiçbir ilgisi olmayan, Puşkin’i bir şair olarak umursamayan, aklı fikri kendine rahat yaşam sağlayacak koca bulmakta olan sıradan biridir ve ailesinin de ondan pek bir farkı yoktur. Puşkin Natalya’ya evlenme teklif eder; Natalya ise, şairin evlenme teklifini belirsiz bir tarihte cevaplanmak üzere erteler. Puşkin, bu durum karşısında umutsuzluğa kapılır ve Moskova’dan uzaklaşmak ister. Bu nedenle de, 1829’da, bir gözlemci olarak Rus ordusuna katılır ve Osmanlı topraklarına gelir. Sonradan yazdığı “Erzurum Yolculuğu” adlı şiirinde yol izlenimlerini anlatan Puşkin’in, daha başka birçok eserinde de Erzurum’dan aldığı esinler yer bulur.

Moskova’ya dönen Puşkin, Natalya’ya evlenme teklifini yineler. Uzun çekişmelerden sonra Natalya’nın ailesini de ikna etmeyi başarır ve sonunda nişanlanırlar. Natalya ise, bu duruma karşı kayıtsız kalır ve sadece izlemekle yetinir. Natalya’nın bu tutumu da sonuna kadar böyle devam eder. Yaşamını çekilmez kılan bir kayınvalidesi ve kusursuz ama yapay bir çiçek olan eşi vardır artık Puşkin’in. Tabii bir de gerici polisler... Bitmek bilmeyen soruşturmalar ve yasaklamalar yüzünden içi büyük bir acıyla dolsa da Puşkin, yazmaya devam eder. “Yevgeniy Onegin”, “ Don Juan” , “Veba Sırasında Ziyafet” gibi manzum trajedyalarını ve “Dubrovski”, “Maça Kızı” gibi önemli eserlerini bu dönemde yazar. Gogol’la olan arkadaşlığı da bu döneme rastlar. Öyle ki, Gogol’a ünlü ölü canlar romanını yazma fikrini Puşkin verir.


Ölümü Pushkin_derzhavin.jpg Bu dönemde George Charles d'Anthès adında biri girer. Puşkin, o sıralarda yazdığı birkaç imzasız mektup aracılığıyla, d'Anthès adındaki bu Fransız delikanlısının bayan Natalya Puşkin’e kur yaptığını, bayan Natalya Puşkin’in de d'Anthès’e karşı kayıtsız kalmadığını öğrenir. Çok üzülen Puşkin, 1837’de d'Anthès’i düelloya çağırır. Bu bir anlamda Puşkin’in ölüme meydan okuyuşudur. Çünkü, d'Anthès’in ordunun en iyi nişancılarından olduğu bilinmektedir. 27 Ocak 1837'de St.Petersburg yakınında Kara Dere'nin bir köşesinde düellonun yapılmasına karar verilir.Puşkin'in şahidi arkadaşı Danzas'tır.Düello'da kullanacağı silahı almak için gümüşlerini sattığı iddia edilir. Düelloda Puşkin tarafından omzundan yaralanan d'Anthès, Puşkin’i karnından yaralamayı başarır. Büyük bir soğukkanlılıkla iki gün boyunca can çekişen Puşkin, Ocak ayının soğuk bir öğleden sonrası hayata gözlerini yumar. Şairin öldüğünü duyunca evinin kapısının önünde toplanan ve Yevgeniy Onegin’in son baskısını kapış kapış tüketen halk, şairin ölümü üzerine neredeyse hükümete karşı bir ayaklanma noktasına gelir. Bu gerekçe ile olayların çıkmasından çekinen polis, bir gece yarısı, şairin tabutunu gizlice kiliseden alır ve Mihaylovskoye köyüne götürerek toprağa verir.

Gogol, “Puşkin, olağanüstü bir olaydır.” der; Dostoyevski daha mistik bir tavırla “ Puşkin, bize gelecekten haber veren bir peygamberimizdir.” der. Puşkin, modern Rus Edebiyatı’nın oluşmasına en çok katkıda bulunan yazın ve düşün adamıdır. Puşkin, klasik Batı edebiyatını ve Rus halk ruhunu sentezleyerek, Rus Edebiyatı’nda “gerçekçilik akımı”nı başlatan liderdir.

Aleksandr Puşkin'in düello günü uğradığı son yer; Peterburg Nevski Prospekt'de Wolf's şekercisiydi (şimdi ki Cafe Litteraturnia).Bu cafede Puşkin'in balmumundan bir heykeli vardır.


Eserleri
Ruslan i Lyudmila – Ruslan ve Ludmila (1820) (şiir)
Kavkazskiy Plennik – Kafkas Esiri (1822) (şiir)
Bakhchisarayskiy Fontan – Bahçesaray Selsebili (1824) (şiir)
Tsygany, – Çingeneler(öyküsel şiir) (1827)
Poltava (1829)
Küçük Trajediler (1830)
Boris Godunov (1825) (drama)
Papaz ve uşağı Balda'nın hikayesi (1830) (şiir)
Povesti Pokoynogo Ivana Petrovicha Belkina – İvan Petroviç Belkin'in hikayesi (5 kısa hikayeden oluşur: Atış, Kar Fırtınası, Cenazeci, Menzil Müdürü ve Bey'in Kızı) (1831) (düzyazı)
Çar Saltan Masalı (1831) (şiir)
Dubrovsky (1832-1833, yayınlandı1841, roman)
Prenses ve 7 Kahraman (1833, şiir)
Pikovaya Dama – Maça Kızı (1833) daha sonra operaya uyarlanmıştır.
Altın Horoz (1834, şiir)
Balıkçı ve Altın Balığın Hikayesi (1835, şiir)
Yevgeniy Onegin (1825-1832) (şiirsel roman)
Mednyy Vsadnik – Bronz Süvari (1833, şiir)
Yemelyan Pugachev isyanının Tarihi (1834, düz yazı)
Kapitanskaya Dochka - Yüzbaşının Kızı (1836, düz yazı)
Kirdzhali – Kırcali (kısa hikaye)
Gavriiliada
Istoriya Sela Goryukhina – Goryukhino Köyü'nün Hikayesi (bitirilmemiştir)
Stseny iz Rytsarskikh Vremen – Şövalye Hikayeleri
Yegipetskiye Nochi – Mısır Geceleri (kısa şiirsel hikaye, bitirilmemiştir)
K A.P. Kern – AP. Kern'ne (şiir)
Bratya Razboyniki – Haydut Kardeşler (oyun)
Arap Petra Velikogo – Büyük Petro'nun Arabı (tarihsel roman, bitirilmemiş)
Graf Nulin – Kont Nulin
Zimniy vecher – Kış akşamı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Aleksandr Sergeevic
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumßoL | 2o10 | YetkinForumun En BoL Forumu! :: Dünyadan-
Buraya geçin: